7 Aralık 2010 Salı

Alaycı Kuş - Suzanne Collins



Açıkcası böyle bir seri için böyle bir final beklemiyordum.
Alaycı Kuş ilk iki kitabın gölgesinde kalmış bir kitap olmuş.
Güzel olmasına güzel bir kitaptı ama ilk iki kitapta ki başarıyı elde edememişti bence.

 
Olaylar çok çok hızlı gelişti.
Olaylar sıradan,sade giderken herşey birden oluyor ve insan bir "noldu yahu" diyor.

Beklentilerimi karşılayan bir final olmadı.
Ama yinede Collins'e bize böyle bir seri verdiği için minnettarım.
Muazzam bir seri idi.

Ateşi Yakalamak - Suzanne Collins


Açlık Oyunları hayatımda okuduğum en muhteşem kitaplardan birisiydi.
Serinin devamı olan Ateşi Yakalamak'ta oldukça sürükleyici bir kitaptı ve öyle bir yerde bitmişti ki 3. kitap çıkana kadar nasıl sabredeceğimi bilemedim desem yerinde olur.

İnsan kitabı okurken yazar hakkında "nasıl bir yazar,nasıl bir hayal gücüdür bu" diye düşünüyor.
Kitabı elimden bırakamadım resmen bir oturdum kalktığımda kitap bitmişti.
Kitap biter bitmez insan daha etkisinden kurtulamadan birde 3. kitapta neler olucak acaba şumu olucak düşüncesine kaptırıyor kendini..

Eğer daha bu seriyi okumadıysanız kesinlikle okumalısınız.
Yoksa gerçekten çok şey kaçırırsınız!

Küçük Aptalın Büyük Dünyası - Pucca




İnsanı eğlendiren "aa doğru lan hahaah" dedirten bir kitap.
Dendiği gibi tam bir yaz kitabı.

***

Yazar yani namı değer Pucca düşüncelerini sansür koymadan anlatmış.
Sansür koymaması da insana daha bir samimi geliyor.

***

Arkadaş çevresi,sevgilileri,annesi,üvey babası,halaları...
Hepsi insanı ayrı bir eğlendiriyor,üzüyor,sinirlendiriyor...



Eğlenmek için okunacak güzel bir kitap.

13 Kasım 2010 Cumartesi

Açlık Oyunları - Suzanne Collins


Açlık Oyunları daha ilk bölümünü okuduğum andan beri beni kendisine büyülemiştir.Çok başarılı,müthiş ve eşi benzeri olmayan bir kurguya sahiptir.Bir salise bile düşünmeden kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.Kesinlikle okuduğunuza pişman olmayacaksınız.

Kitaptan biraz bahsetmek isterim(ki kitabı okumayan ve hevesinin kaçmasını istemeyen arkadaşlar yazının devamını okumazlar ise yararlarına olur..).

Capitol adında büyük bir kent var ve bu kente bağlı sömürgeler halinde yaşayan mıntıkalar var.Capitol'de teknoloji müthiş ileri ve orada yaşayan insanların durumlarıda iyi.Fakat mıntıkalarda yaşayan insanlar açlıktan ölmemek için savaş içindeler.Mıntıklar elektrikli çitlerle çevrili bu yüzden kimse mıntıklardan kaçamıyor.Capitol'e karşı kötü bir söz sarf ederseniz eğer  kendilerine Barış Muhafızları diyen askerler gelip sizi öldürürler.
Capitol yönetimi geçmişteki ayaklanmaları cezalandırmak ve yenilerini durdurmak amacıyla aynı zamanda halkın güçsüz ve zayıf olduğunu insanlara sürekli hatırlatmak amacıyla her sene Açlık Oyunları adı verilen bir yarışma düzenliyor.Bu yarışmaya her mıntıkadan (ki 12 mıntıka var) biri kız diğeri erkek olmak üzere 2 kişi katılıyor.Yarışmaya katılanlara haraç adı veriliyor.Toplamda 24 kişi katılıyor.Bu 24 kişi bir kaç günlük eğitimden  geçtikten sonra arenaya atılıyor ve oyunlar başlıyor.

Arenanın heryeri güvenlik kameralarıyla dolu ve yarışmacıları zorlayan koşulları var.Duruma göre soğuk,sıcak olabiliyor.Suyun bol olduğu yer birden kuruyor.Zehirli otlar,vahşit hayvanlar,açlık,elektrik,muttalar....
Bunların hepsi yarışmacıların ölmesi için..24 kişiden sadece 1 kişi hayatta kalıcak ve o 1 kişi hayatının geri kalanında durumu çok iyi durumda olucak.Açığı falan bir daha düşünmesi gerekmicek.Oyunlar televizyonda canlı yayın olarak veriliyor ve herkes izlemek zorunda.Yarışmaya katılanlar 12 ila 18 yaşları arasındadırlar.
Tüm olaylar kuradan Prim adında 12  yaşında ki kızın çıkmasıyla başlıyor.Prim'n Katniss adında 16 yaşında bir ablası vardır.Kurada Prim'n isminin çıktığını duyunca oyunlara onun yerine katılmaya gönüllü olur.
Kitap Açlık Oyunları'nda Katniss'n başından geçenleri anlatmaktadır.

"AÇLIK OYUNLARI BAŞLASIN!"

26 Ekim 2010 Salı

Küçük Arı - Chris Cleave



Bazı kitaplar olur insan bitirdikten sonra haftalarca onu düşünür ama bazılarıda olur ki okumasamda olurmuş dedirtir.
Küçük Arı'yı okuyunca okumasamda olur dedim.
Çok fazla sevemedim Küçük Arı'yı.

Tabii kitapta beni etkileyen yerlerde oldu,olmadı değil.
Mesela;siz hiç tanımadığınız birinin yaşamı için parmağınızı keser misiniz?
Beni en çok etkileyen o sahne olmuştur.
Birde Küçük Arı'nın kendi yaşamı ile bizim yaşamımızı karşılaştırdığı yerler..

" Siz çocukken buzdolabı ve bulaşık makinesinin arasına girer, yeşil yılanlar ve maymunlarla dolu bir ormanda olduğunuzu hayal edersiniz, biz ise yeşil yılanlar ve maymunlarla dolu bir ormanda buzdolabı ve bulaşık makinemiz olduğunu..."


23 Ekim 2010 Cumartesi

Ölü Ruhlar Ormanı - Jean Christophe Grangé



Grangé ile tanıştığım kitap.
Onun için yeri bende ayrıdır.

Grangé.
Sayesinde kitap bitene kadar başka hiçbir şeye konsantre olamamıştım.
O kadar mükemmel kitap ki ve o kadar mükemmel bir yazarki..

Daha sonra diğer kitaplarından bazılarınıda okuduğumda işte dedim bu benim yazarım.
Grangé favorimdir.

Gerilim/Macera severler kesinlikle Grangé'nin tüm kitaplarını okumalıdır.
Okumazsanız büyük kayıp derim!


Bu arada;
Grangé Türkiye'ye geliyor.
5 Kasım İstanbul Taksim'de ki Fransız Kültür Merkezinde
6 Kasım'da da TÜYAP İstanbul kitap fuarında.

Daha fazla bilgiye ulaşmak için
jcgrange-turkiye.com
adresini takip edebilirsiniz.

:)




Aşk - Elif Şafak



İlk önce Elif Şafak'dan okuduğum AŞK romanını sizinle paylaşayım dedim.

AŞK Elif Şafak ile tanışma kitabımdır.
Ve tanıştığımada çok memnunum.

İlk önce pembe kapak ile basıldı ve daha sonra gri kapakla.
Sanırım erkekler rahat okusun diye. :)
Daha da sonra 500.000 özel beyaz kapak çıktı ki en güzeli de oydu.
Keşke en başından beyaz kapak ile basılsa imiş. :)


Kitap içinde kitap var diyebiliriz.
AŞK Ella isimli bir kadınla başlıyor.
Ella bir yayın evinde çalışıyor.Ve okuyup yorumlaması adına kendisine bir kitap yollanıyor.
O kitapta Şems ve Mevlana ile ilgili.
İki tarafta birbirine müthiş bağlanmış.

Ayrıntıya çok fazla girmiyorum ki tadı kaçmasın.Yoksa olay bundan ibaret değil tabii.

Kitap tek kelime ile mükemmeldi.
Elif Şafak beni kendisine hayran bıraktı diyebilirim.


Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde.